Temel Eğitimler
İngilizce İsimleri Çoğul Yapma, İsimlerin Çoğulları
İngilizce çoğul kelimeler, ingilizce kelimeleri çoğul yapma kuralları.
Değerli öğrenciler, bu dersimizde İngilizce isimleri çoğul yapmayı öğreneceğiz.Türkçede kalem, kitap, bilgisayar, kapı gibi kelimeler tekil halde bulunan kelimelerdir.
Bu kelimeleri çoğul yapmak için kelimelerin sonuna -ler veya -lar eklerinden uygun olanı getirilir.
Kalem -> Kalemler
Kitap -> Kitaplar
Bilgisayar -> Bilgisayarlar
Kapı -> Kapılar
Yukarıdaki örneklerde de görüldüğü gibi Türkçe tekil kelimeleri çoğul yapmak için kelimelerin sonuna ler veya lar eklerinden uygun olanı getirilir.İngilizcede de durum çok farklı değildir, genellikle İngilizcede tekil isimleri çoğul hale getirirken kelimelerin sonuna bazı ekler getirilir ve bu şekilde tekil isimler çoğul olmuş olur.
Şimdi hem çoğul eklerini hem de İngilizcede kelimelerin nasıl çoğul hale getirildiklerini görelim:
İngilizce Tekil İsimleri Çoğul Yapma
1. İngilizcedeki tekil isimlerin çok büyük bir çoğunluğu sonuna – S eki getirilerek çoğul yapılır.
Örneğin:
Door : Kapı
Doors : Kapılar
Door => Doors
Kapı => Kapılar
Computer : Bilgisayar
Computers : Bilgisayarlar
Book : Kitap
Books : Kitaplar
Pencil : Kalem
Pencils : Kalemler
Cat : Kedi
Cats : Kediler
Bird : Kuş
Birds : Kuşlar
Student : Öğrenci
Students : Öğrenciler
Lawyer : Avukat
Lawyers : Avukatlar
Değerli arkadaşlar, örneklerimiz çoğaltılabilir, İngilizcedeki kelimelerin çok büyük bir çoğunluğu sonlarına S takısı alarak çoğul olur.Sonlarına S takısı yerine başka takılar alanlar ve hiç takı almayanlar ise aşağıda gösterilmiştir.
2. İngilizcedeki isimlerden bazıları sonuna ES takısı alarak çoğul olur.
Bu kelimeler şunlardır:
Son harfi O olan kelimeler,
Son iki harfi SS olan kelimeler,
Son iki harfi SH olan kelimeler,
Son iki harfi CH olan kelimeler,
Son harfi X olan kelimeler,
Yukarıda madde madde sayılan ingilizce tekil haldeki kelimeleri çoğul hale getirmek için bu kelimelerin sonuna ES takısı getirilir.Örneklerimizi görelim:
Box => Boxes (Kutu => Kutular)
Fox => Foxes (Tilki => Tilkiler)
Glass => Glasses (Bardak => Bardaklar)
Brush => Brushes (Fırça => Fırçalar)
Church => Churches (Kilise => Kiliseler)
Sandwich => Sandwiches (Sandviç => Sandviçler)
3. İngilizce İsimlerden Son Harfi Y olanlar (Sessiz Harf + Y) IES takısı alarak çoğul olurlar.
İngilizce tekil kelimelerden sondan ikinci harfi sessiz olup da son harfi Y harfi olan kelimeleri çoğul yapmak için Y harfi kaldırılır ve geriye kalan kelimeye ies takısı getirilir.
Bu kural kafanızı karıştırmasın, uygulaması gayet basittir, hemen örnek vererek açıklayalım:
City kelimesinin son harfi Y dir ve sondan ikinci harfi ise T harfidir, T harfi sessiz bir harftir.Dolayısıyla bu kelimeyi çoğul yaparken bu kuralı uygulamamız gerekmektedir.
City => Cities daha açık yazalım: Cit y => Cit ies Cit y => Cit ies Görüldüğü gibi sondaki Y harfi atılıyor ve yerine ies takısı geliyor.Bu kuralı şöyle de ifade edebiliriz; Son harf olan Y harfi ies takısına dönüşür de diyebiliriz.
City => Cities (Şehir => Şehirler)
Family => Families (Aile => Aileler)
Butterfly => Butterflies (Kelebek => Kelebekler)
Party => Parties (Parti => Partiler)
Story => Stories (Hikaye => Hikayeler)
Baby => Babies (Bebek => Bebekler)
4. İngilizce bazı kelimeleri çoğul yapmak için belirli kurallar verilemez.
Değerli öğrenciler, İngilizcede bulunan bazı kelimeleri çoğul yapmak için belirli kurallar verilemez.Bu kelimelerin tekilleri ile çoğulları birbiriyle alakasız kelimeler olabileceği gibi tekili ile çoğulu aynı olan kelimeler de vardır.Bu kelimeler için belli kurallar verilemediğine göre bu kelimeleri ezberlemek en güzel yöntem olacaktır.Bu örneğimize uyan en çok karşılaşılan kelimeler şu şekildedir:
Man => Men (Adam => Adamlar)
Woman => Women (Kadın => Kadınlar)
Person => People (Kişi => Kişiler)
Child => Children (Çocuk => Çocuklar)
Tooth => Teeth (Diş => Dişler)
Mouse => Mice (Fare => Fareler)
Sheep => Sheep (Koyun => Koyunlar)
Foot => Feet (Ayak => Ayaklar)
Değerli arkadaşlar bu dersimizde ingilizce tekil isimleri çoğul yapma kuralları üzerinde durduk.Geçtiğimiz ders İngilizce düz olumlu cümlelere giriş yapmıştık, şimdi de İngilizce çoğul isimleri gördüğümüze göre artık füz cümlelerin çoğullarına geçebiliriz.Daha sonra ise İngilizce olumsuz ve soru cümlelerini göreceğiz.
Bu dersimizde en çok karşılaşılan kuralları verdik, vermediğimiz küçük birkaç istisna daha var ancak onları da ileriki derslerimizde vereceğiz.
Şimdilik yukarıdaki kuralları uygulamaya başlarsanız ingilizce kelimelerin yaklaşık yüzde doksanını hatasız bir biçimde çoğul hale getirebilirsiniz.
İngilizce belirli ve belirsiz artikeller – a, an ve the artikelleri
Değerli arkadaşlar birçok ingilizce öğrenen arkdaşın kafasını kurcalayan bir konuya giriş yapıyoruz.Bu konuyu iyi okuduktan sonra sizler de a, an ve the artikellerini iyive öğreneceksiniz ve kafanızda en kü
çük bir soru işareti kalmayacak kanısındayız.
Şimdi bakalım a artikeli nedir, nerede kullanılır, an nedir ve the artikeli nedir ve nerede ne zaman kullanılır?
Şimdi ingilizcede a ve an artikeli nerede kullanılır, the artikeli nerede kullanılır öğrenelim.
İngilizce Belirli Artikel : The
İngilizce Belirsiz Artikel : a ve an artikelleri
Değerli ingilizce öğrencileri a ve an aynı anlamdadırlar, ikisi de aynıdır, hiçbir farkı yoktur, sadece şu vardır;
a artikeli sessiz harfle başlayan kelimelerin önünde bulunur, örn: a pencil, a computer, a hotel
Görüldüğü gibi a artikeli sessiz harfle başlayan kelimelerin önünde bulunur.
Sesli harfle başlayan kelimelerin önüne ise an artikeli konur.Örneğin; an apple, an engineer,an egg
Şimdi ingilizcede belirsiz artikeller a ve an nerede kullanılır, belirli artikel the nerede kullanılır açıklayalım.
Öncelikle belirli artikel nedir, belirsiz artikel nedir ona bakalım.Belirli ve belirsiz kavramlarını şöyle bir örnekle açıklayacağız:
Örneğimizde iki kişi arasında geçen bazı konuşmalar yer alsın:
Ali : Bana bir kalem verir misin?
Musab : Nasıl bir kalem istiyorsun?
Ali : Farketmez, çabuk bana bir kalem ver.
Örneğimize dikkat edin arkadaşlar, burada sözü edilen kaleme bakalım, nasıl bir kalemdir? farketmez diyor, herhangi bir kalem olsun yeter, kalem olsun da nasıl olursa olsun, dolayısıyla burada bir belirsizlik söz konusudur, kalem bilinmeyen bir kalemdir, daha önce bahsi geçmemiştir, bu cümleleri ingilizceye çevirirsek bu cümlelerde a artikeli kullanılacaktır arkadaşlar.
Şu şekilde düşünmek de genellikle bu artikelleri hatasız kullanmamızı sağlar;
“Bir kalem” sözcüklerini “herhangi bir kalem” olarak değiştirdiğimizde eğer cümledeki anlam değişmiyorsa o halde belirsizlik vardır ve a/an artikelleri kullanılacaktır.
Deneyelim:
Ali : Bana herhangi bir kalem verir misin?
Musab : Nasıl bir kalem istiyorsun?
Ali : Farketmez, çabuk bana herhangi bir kalem ver.
Gördüğünüz gibi Ali’nin cümleleri herhangi bir anlam kaybına uğramadı, dolayısıyla bu cümlelerde a/an kullanılacaktır.
Biraz daha örnekler verelim ve siz bu örnek cümlelerdeki “bir” sözcüğünü “herhangi bir” olarak değiştirip deneyiniz, anlam bozulmayacaktır.
Hüseyin : Bana bir elma verir misin?
Mehmet : Ben boş bir CD almak istiyorum.
Ayşe : Bir hesap makinem olsaydı daha kolay hesaplardım.
Fatih : Yarın bir araba almayı düşünüyorum.
Evet arkadaşlar yukarıdaki cümlelerde belirsiz artikel yani a / an kullnılacaktır.Çünkü cümlelerde geçen nesneler (elma, boş CD, hesap makinesi, araba) tam olarak belli değildir, herhangi bir nesnedir.Mesela boş CD olsun da nasıl olursa olsun, herhangi bir boş CD istiyor, herhangi bir elma istiyor, herhangi bir hesap makinesi diyor.Dolayısıyla yukarıdaki cümleleri ingilizceye çevirsek a/an kullanacağız.
Şimdi de ingilizce belirli artikel için örnekler verelim, bu kez nesnelerimiz daha belirli, daha net, daha bilinen, belki de önceden bahsi geçmiş olan nesneler olacak.
Hasan : Bu ekmekleri al da eve götür.
Fatma : Arabanın kapısını yavaş kapat.
Mehmet : Eyvah! Bilgisayar bozuldu!
Şimdi yukarıdaki cümlelere bakalım.Yukarıdaki cümlelerde geçen ve koyu renk yazılan nesnelerin tamamı bilindik olan nesnelerdir.Yani Hasan, Bu ekmekleri al da eve götür derken herhangi bir evi kastetmemiştir.Bizzat kendi evini kastetmiştir, ev bilinen bir evdir, bellidir, belirlidir.
Fatma, Arabanın kapısını yavaş kapat derken herhangi bir arabadan değil, mevzu bahis olan bir arabadan, kendi arabasından bahsetmiştir.Kapısı yavaş kapatılacak olan arabanın hangi araba olduğu bellidir.Araba, bu cümleyi kuranın ve dinleyenin bildiği bir arabadır.
Yine aynı şekilde Mehmet, Eyvah, bilgisayar bozuldu derken herhangi bir bilgisayardan bahsetmemiştir, hangi bilgisayarın bozulduğu bellidir, belli ki üzerinde çalışılan bir bilgisayar bozulmuştur.Dolayısıyla arkadaşlar bu tür cümlelerde the artikeli kullanılacaktır çünkü bahsedilen nesnenin ne olduğu bellidir.Burada herhangi bir nesne diyemeyiz, dersek komik olur, bakınız şimdi bunlara herhangi bir desek ortaya nasıl bir sonuç çıkıyor:
Al bu ekmekleri herhangi bir eve götür: burada ev bir anda belirsiz oldu, herhangi bir ev oldu, ama “al bunları eve götür” dediğimiz zaman hangi evden bahsettiğimiz belli idi.
Dolayısıyla arkadaşlar eğer cümlede kullanılan isim / nesne belirli ise THE kullanılıyor, belirsiz ise, herhangi bir isim / nesne ise a / an kullanılıyor.
İngilizce a, an, the artikelleri nasıl ve nerede kullanılırlar?
Bu dersimizde İngilizce belirli artikelin (the) ve belirsiz artikellerin (a ve an) nerelerde ve nasıl kullanıldıklarına kısaca değineceğiz.
Bir önceki dersimizde nerede belirli artikel (the) ve nerede belirsiz artikel (a veya en) kullanılması gerektiğini örnek cümlelerle açıklamıştık.
Şimdi de nerelerde, hangi isimlerin / nesnelerin önünde artikel kullanmamız gerek onu açıklayacağız.
Daha önce de dediğimiz gibi ingilizcede belirli ve belirsiz olmak üzere iki artikel türü vardır:
İngilizce Belirli Artikel : The
İngilizce Belirsiz Artikel : a ve an artikelleri
a ve an artikelleri aynı anlamdadırlar, ikisi de aynıdır, bir farkı yoktur, sadece şuna dikkat edilir;
a artikeli sessiz harfle başlayan isimlerin / nesnelerin önünde bulunur, örn: a pencil, a computer, a hotel
Görüldüğü gibi a artikeli sessiz harfle başlayan kelimelerin önünde bulunur.
Sesli harfle başlayan kelimelerin önüne ise an artikeli konulur.Örneğin; an apple, an engineer,an egg
Bu artikeller (a, an ve the artikelleri);
- Meslek isimlerinin önünde bulunur: ben bir öğretmenim, ben bir memurum gibi.
- Ülke, milliyet, din, ırk isimlerinin önünde bulunur: ben bir müslümanım, ben bir Türküm gibi.
- İsim ve tanım cümlelerinde kullanılır: bu bir elmadır, o bir ağaçtır gibi.
- Diğer cümlelerde ise gereken isimlerin / nesnelerin önünde bulunurlar.Bunu ingilizce cümleler konularına geçtiğimizde sizler de çok rahat anlayacaksınız.
Değerli arkadaşlar az önce de demiştik, sesli harfle başlayan kelimenin önünde an bulunur, sessiz harfle başlayan kelimenin önünde a bulunur demiştik ancak bu kuralın birkaç istisnası mevcuttur, şimdi bu istisnai durumları verelim;
“an hour” ”a University” “an honor” ”a European”
Yukarıdaki kelimelerde az önce açıkladığımız kural geçerli değildir, bu kelimeler istisnai kelimelerdir, bu kelimelerde kural tersine işler.Bu kelimeleri mutlaka ezberleyiniz.Diğer kelimelerde ise kuralımız aynen geçerlidir.
Değerli ingilizce öğrencileri, bu dersimizde ingilizcede belirli ve belirsiz artikelleri ve artikelleri nerelerde kullanılması gerektiğini görmüş olduk.
İngilizce Zamirler, Şahıs Zamirleri
Bu dersimizde ingilizcede şahıs zamirlerini göreceğiz.Türkçede ben, sen, o, biz, siz, onlar gibi zamirler şahıs zamiri olarak adlandırılır.
Şahıs zamirleri genellikle cümlede özne olarak kullanılırlar.Cümle içinde başka öğe olarak da kullanılabilirler ancak genellikle özne olarak karşımıza çıkarlar.Örneğin “ben gidiyorum” cümlesinin öznesi olan “ben” kelimesi bir şahıs zamiridir.Ben zamirine birinci tekil şahıs denir.Sen zamiri ise ikinci tekil şahıstır, bunları zaten biliyorsunuzdur.
Şimdi ingilizcede şahıs zamirleri konusunu görelim.
İngilizce şahıs zamirleri konusunu bitirdikten sonra;
- İngilizce şahıs zamirlerini öğrenmiş olacaksınız
- İngilizce şahıs zamirlerini cümle içinde kullanabilir hale geleceksiniz
İngilizce şahıs zamirleri
I : Ben
You : Sen
He : O
She : O
It : O
We : Biz
You : Siz
They : Onlar
Şimdi ingilizce şahıs zamirleri hakkında bazı önemli bilgiler verelim.
- Yukarıda gördüğünüz üzere 3 tane o var yani 3 tane 3. tekil şahıs var, bunlardan He zamiri erkek cinsler için, She zamiri dişi cinsler için, It zamiri ise cinsiyetsiz, nötr varlıklar için kullanılır.
- Yukarıda gördüğünüz gibi iki tane You zamiri var.İngilizcede You zamiri hem sen anlamına gelir hem de siz anlamına gelir.
Kısaca örnek vermek gerekirse, tanıdığımız, samimi olduğumuz kişilere sen diye hitap eder senli benli konuşuruz, ancak tanımadığımız veya samimi olmadığımız kişilere ise siz diye hitap ederiz.İşte ingilizcede you zamiri bu iki anlam için de kullanılır.Peki biz hangi anlamda kullanıldığını nasıl anlayacağız, nasıl ayırt edeceğiz diye sorarsanız şunu söyleyelim; cümle kurarken fiil çekimlerimiz ve nesnelerin tekil-çoğul durumları değişebilecektir.İşte sen diye hitap ederken fiilimiz tekil çekimlenir, siz diye hitap ederken ise fiilimiz çoğul çekimlenir, buradan you zamirinin hangi manada kullanıldığını anlayabiliriz.
Belirtmek istediğimiz bir konu da şudur: biliyorsunuz ki üçüncü tekil şahıs sadece he, she, it zamirleri demek değildir.Mesela kedi uyuyor cümlesindeki kedi kelimesi de üçüncü tekil şahıstır.Araba hızlı gidiyor cümlesindeki araba kelimesi de üçüncü tekil şahıstır.Aynı şekildeüçüncü çoğul şahıs sadece “onlar” zamiri değildir, mesela “Ahmet ve Şaban bahçede otururlar” cümlesindeki “Ahmet ve Şaban” ifadesi de üçüncü çoğul şahıstır.”Kuşlar ne güzel uçuyorlar” cümlesindeki “kuşlar” öznesi de üçüncü çoğul şahıstır.Bunu zaten biliyorsunuz.
Şimdi ingilizce şahıs zamirlerini okunuşları ve detayları ile birlikte verelim:
İngilizce şahıs zamirleri ve okunuşu
I : Ben (ay)
You : Sen (yu)
He : O (hi) (erkek cins)
She : O (şi) (dişi cins)
It : O (it) (nötr cins)
We : Biz (vi)
You : Siz (yu) (siz anlamında)
They : Onlar (zey) (peltek z ile başlar, z ile d arası)
Değerli İngilizce öğrencileri, yukarıdaki İngilizce dersimizde geçen ingilizce kelimelerin veya cümlelerin nasıl okunduğunu duymak ve bu kelimelerin başka anlamları da var ise öğrenmek isterseniz;
İngilizce kelimeleri dinlemek kulak dolgunluğu için önemlidir.
Bu dersimizde ingilizce şahıs zamirlerini bitirmiş olduk.İngilizce şahıs zamirlerini kesinlikle eksiksiz ve tam olarak ezberlemeniz, iyi öğrenmeniz gerekmektedir.Cümle kurarken mutlaka kullanacağınız bu zamirler en kısa zamanda tüm detayları ile birlikte öğrenilmelidir.
Sormak istedikleriniz varsa aşağıda bulunan yorum/soru alanına yazınız.
Başarılar dileriz.
İngilizce To Be – am, is, are Dersi
Değerli ingilizce öğrencileri, yavaş yavaş ingilizce cümle kurma derslerine giriş yapıyoruz.
Bu dersimizde ingilizce to be fiilini ve çekimlerini göreceğiz.
İlk olarak to be ne demektir açıklayalım.
İngilizcede “to be” fiilinin anlamı Türkçeye “olmak” olarak çevrilebilir.Ancak cümle içinde kullanıldığında cümlenin tercümesinde tam olarak “olmak” şeklinde çevrilmez.
Şöyle örnek verelim.Türkçede “Ben Hasan’ım”, “Ben Ali’yim”, “Ben öğrenciyim”, “Ben öğretmenim”, “Bu bir çiçektir”, “O tüccardır”, “Siz öğrencisiniz”, “Onlar çam ağacıdır” gibi cümlelerin İngilizcesi to be fiili ile yapılır.İşte ingilizcede to be fiili tam olarak bu anlamı karşılar.
To Be Fiilinin Şahıslara Göre Çekimi
Arkadaşlar, hatırlarsanız daha önceki derslerimizde ingilizce şahıs zamirleri konusunu görmüştük.
İngilizcede to be fiilinin çekimini anlamak ve hatasız cümle kurabilmek için şahıs zamirlerini mutlaka çok iyi bilmeniz gerekiyor.Okumayan arkadaşlar için daha önce işlediğimiz ingilizce şahıs zamirleri dersininin linkini verelim: İngilizce şahıs zamirleri dersini okumak için tıklayınız
To be şahıslara göre çekimi
I am
You are
He is
She is
It is
We are
You are
They are
Yukarıda ingilizce şahıs zamirlerini yazdık ve her şahıs zamirinin karşısına to be fiilinin çekimini yazdık.Cümle kuracağımız zaman hangi şahıs zamirini kullanacaksak cümlede yardımcı fiil olarak o şahıs zamirinin karşısındaki çekimi kullanmamız gerek.
Mesela;
Ben bir öğrenciyim. cümlesini İngilizce yazacak olursak;
Ben bir öğrenciyim
I am a student
Şimdi to be fiilinin cümleye hangi anlamı kattığını anladınız değil mi arkadaşlar?
I am : Ben ….(y) im, ım, um, üm (öğrenciyim, doktorum, fırıncıyım, gözlükçüyüm vb…)
You are : Sen ….siz, sın, sun, sün (öğretmensin, doktorsun, fırıncısın, gözlükçüsün vb…)
He, She, It is : O ….dur, dir, dır, dür (öğretmendir, doktordur, fırıncıdır, gözlükçüdür)
We are : Biz …yiz, yız, yuz, yüz (öğrenciyiz, doktoruz, fırıncıyız, gözlükçüyüz)
You are : Siz …sınız, siniz, sunuz, sünüz (öğrencisiniz, doktorsunuz, fırıncısınız, gözlükçüsünüz)
They are : Onlar …dırlar, dirler, durlar, dürler (öğrencidirler, doktordurlar, fırıncıdırlar, gözlükçüdürler)
Arkadaşlar, yukarı tam olarak am, is ve are yardımcı fiillerinin cümleye ne anlam kattığını görmüş olduk.Daha önce de dediğimiz gibi, am, is ve are yardımcı fiilleri to be fiilinin çekimleridir.
Şimdi artık ingilizce basit cümleler kurabiliriz.Aşağıdaki örnekleri dikkatle inceleyiniz.Renklere özellikle dikkat ediniz.Aşağıdaki cümlelerde gördüğünüz “a ve an” artikelleri kafanızı karıştırmasın, o konuya bir sonraki dersimizde değineceğiz.
I am a doctor
Ben bir doktorum
You are a doctor
Sen bir doktorsun
He is a doctor
O bir doktordur
We are doctors
Biz doktoruz (veya biz doktorlarız)
You are doctors
Siz doktorlarsınız (sizler doktorsunuz da denebilir)
They are doctors
Onlar doktorlardır
SIFATLAR
İngilizce dilinde sıfatları bu dersimizde göreceğiz değerli arkadaşlar.
Öncelikle sıfatın ne olduğunu nerede ve nasıl kullanıldığını öğrenelim.
Sıfatlar isimlerin önünde bulunurlar ve önünde bulundukları isimler (nesneler) hakkında bize detaylı bilgi verirler.
Örneğin, yeşil seccade, yumuşak halı, güzel minare, yeni araba, büyük otobüs gibi.
Bu cümlelerde bulunan yeşil, yumuşak, güzel, yeni, büyük gibi kelimeler sıfattır.
İngilizce’de günlük hayatta en çok kullanılan sıfatlar aşağıda yer almaktadır.
Elbette sıfatların tamamını eksiksiz bir biçimde yazmak zordur, bu nedenle günlük hayatta en çok kullanılan sıfatları yazdık.
Aşağıda yer alan İngilizce sıfatlardan ilk etapta en çok kullanılanlarını ezberlediğiniz takdirde birçok cümleyi rahatlıkla kurabilirsiniz.Daha sonra diğerlerini ezberlersiniz, İngilizce dilinde günlük hayatta en çok kullanılan sıfatları öğrenmeniz şimdilik yeterlidir.
Aşağıda özellikle zıt anlamlı İngilizce sıfatları gruplandırarak daha kolay farkedilmesini ve daha kolay akılda kalmasını sağladık.
İngilizce sıfatları aşağıda verdik, ancak sıfatların tek başına ezberlenmesi, tek başına kullanılması pek bir işe yaramayacaktır, önemli olan sıfatların isimlerle birlikte cümle içinde kullanılmasıdır.
Bunun için önümüzdeki derslerimizde sıfat tamlamalarını göreceğiz ve sıfatların cümle için nasıl kullanılabileceğini öğrenmiş olacağız.
İngilizce En Çok Kullanılan Sıfatlar
good iyi
bad kötü
true doğru
false yanlış
big büyük
small küçük
beautiful güzel
ugly çirkin
new yeni
old eski
happy mutlu
sad mutsuz
easy kolay
difficult zor
fast hızlı
slow yavaş
weak zayıf
strong güçlü
rich zengin
poor fakir
young genç
old yaşlı
long uzun
short kısa
high yüksek
low alçak
thick kalın
thin ince
hot sıcak
cold soğuk
hard sert
soft yumuşak
expensive pahalı
cheap ucuz
narrow dar
wide geniş
clean temiz
dirty kirli
heavy ağır
light hafif
many çok
few az
right doğru
wrong yanlış
loud gürültülü
quiet sessiz
intelligent zeki
stupid aptal
wet ıslak
dry kuru
shallow sığı
deep derin
generous cömert
mean acımasız
safe güvenli
dangerous tehlikeli
early erken
late geç
light aydınlık
dark karanlık
open açık
closed / shut kapalı
tight sıkı
loose bol
full dolu
empty boş
alive canlı
dead ölü
interesting ilginç
boring sıkıcı
lucky şanslı
unlucky şanssız
important önemli
unimportant önemsiz
far uzak
near yakın
nice hoş
nasty çirkin
unpleasant hoş olmayan
excellent mükemmel
terrible berbat
İngilizce en çok kullanılan sıfatlar listesini yukarıda vermiş olduk, daha önce de dediğimiz gibi, içlerinden en sık kullanılanları seçip ezberleyiniz.
FİLLER
En çok kullanılan İngilizce fiiller
Günlük hayatta en çok hangi İngilizce fiiller kullanılır?
Değerli İngilizce öğrenen arkadaşlar, bu dersimizde ingilizce’de en çok kullanılan, yani günlük hayatta, günlük konuşmalarda en çok kullanılan İngilizce fiillerden bahsedeceğiz.
Değerli İngilizce öğrencileri, günlük konuşmalarda, sohbetler ve muhabbetlerde milletler ve lisanlar arasında çok fazla bir fark olduğu söylenemez.
İnsanlar her yerde her ülkede genellikle aynı şeylerden bahsederler, dolayısıyla günlük hayatımızı düşünelim, bizler sohbetlerimizde, muhabbetlerimizde en çok hangi fiilleri kullanıyoruz?
Örneğin, geliyorum, gidiyorum, yemek yiyorum, su içiyorum, oturuyorum, dinleniyorum, çalışıyorum, yazıyorum, okuyorum, dinliyorum, konuşuyorum vs. dilediğiniz kadar çoğaltabilir ve hatta çok kullanılandan az kullanılana doğru bir sıralama bile yapabilirsiniz değil mi?
Şimdi günlük hayatta en çok kullanılan fiillerden bazılarını görelim:
English —— Turkish
allow —— izin vermek
ask —— sormak
believe —— inanmak
borrow —— ödünç almak
break —— kırmak
bring —— getirmek
buy —— satın almak
can/be able —— -e bilmek
cancel —— iptal etmek
change —— değiştirmek
clean —— temizlemek
comb —— taramak (saç)
complain —— şikayet etmek
cough —— öksürmek
count —— saymak
cut —— kesmek
dance —— dans etmek
draw —— çizmek
drink —— içmek
drive —— sürmek (araç)
eat —— yemek
explain —— açıklamak
fall —— düşmek
fill —— doldurmak
find —— bulmak
finish —— bitirmek
forget —— unutmak
give —— vermek
go —— gitmek
have —— sahip olmak
hear —— duymak
hurt —— incitmek
know —— bilmek
learn —— öğrenmek
listen —— dinlemek
live —— yaşamak
look —— bakmak
lose —— kaybetmek
make/do —— yapmak
need —— ihtiyacı olmak
open —— açmak
close/shut —— kapamak
organize —— düzenlemek /organize etmek
pay —— ödemek
play —— oynamak
put —— koymak
rain —— yağmak
read —— okumak
reply —— cevap vermek
run —— koşmak
say —— söylemek
see —— görmek
sell —— satmak
send —— göndermek
sign —— imzalamak
sing —— söylemek (şarkı)
sit —— oturmak
sleep —— uyumak
smoke —— sigara içmek
speak —— konuşmak
spend —— harcamak
stand —— ayakta durmak
start/begin —— başlamak
study —— çalışmak (ders)
succeed —— başarmak
swim —— yüzmek
take —— almak
talk —— konuşmak
teach —— öğretmek
tell —— anlatmak
think —— düşünmek
translate —— çevirmek
travel —— seyahat etmek
try —— denemek
turn off —— kapatmak (elektronik)
turn on —— açmak (elektronik)
type —— makinede yazmak
understand —— anlamak
use —— kullanmak
wait —— beklemek
wake up —— uyanmak
want —— istemek
watch —— izlemek
work —— çalışmak (iş)
write —— yazmak
Değerli İngilizce öğrenen arkadaşlar, ingilizce’de en çok kullanılan fiiller genel olarak yukarıdaki gibidir, elbette gözümüzden kaçan birkaç fiil mutlaka olmuştur, biz en genel olarak aklımıza gelenleri yazdık.
Bazı İngilizce eğitim sitelerinde en çok kullanılan fiiller listesinde uçmak-hecelemek-avlanmak-reddetmek-kabul etmek vb. bir çok fiil yer almaktadır, ancak bunlar günlük hayatta en çok kullanılan İngilizce fiiller değillerdir.
Şimdi lütfen söyleyiniz, yılda kaç defa uçuyorsunuz? yılda kaç kez ava gidiyorsunuz? yılda bir kez ava giden birinin ağzından yılda bir kere, bazı sohbetlerde de iki üç kere avlanmak fiili çıkar, yılda iki-üç kez ağızdan çıkan bu fiili günlük hayatta en çok kullanılan İngilizce fiiller listesine koymak ne kadar doğru olur siz düşününüz.
İngilizce Düzensiz Fiiller Irregular Verbs
İngilizce düzensiz fiil listesi
İngilizce’de düzensiz fiiller listesine (irregular Verbs) bu dersimizde yer vereceğiz değerli İngilizce öğrenen arkadaşlar.
No |
Base Form (V1) |
Past Simple (V2) |
Past/Passive Participle (V3) |
In Turkish |
1 |
Abide |
Abode/Abided |
Abode/Abided/Abidden |
Kalmak, devam etmek |
2 |
Awake |
Awoke |
Awoken |
Uyandırmak, uyanmak |
3 |
Be |
Was/Were |
Been |
Olmak |
4 |
Bear |
Bore |
Borne |
Taşımak, katlanmak |
5 |
Beat |
Beat |
Beaten |
Dövmek, yenmek |
6 |
Begin |
Began |
Begun |
Başlamak |
7 |
Bend |
Bent |
Bent |
Eğmek, bükmek |
8 |
Beseech |
Beseeched/Besought |
Beseeched/Besought |
Yalvarmak |
9 |
Bet |
Bet |
Bet |
Bahse girmek |
10 |
Bid |
Bid/Bade |
Bid/Bidden |
Emretmek, fiyat teklif etmek |
11 |
Bind |
Bound |
Bound |
Bağlamak |
12 |
Bite |
Bit |
Bitten |
Isırmak, sokmak |
13 |
Bleed |
Bled |
Bled |
Kanamak |
14 |
Blow |
Blew |
Blown |
Üflemek |
15 |
Break |
Broke |
Broken |
Kırmak |
16 |
Breed |
Bred |
Bred |
Yetiştirmek, beslemek |
17 |
Bring |
Brought |
Brought |
Getirmek |
18 |
Broadcast |
Broadcast/Broadcasted |
Broadcast/Broadcasted |
Radyo yayını yapmak |
19 |
Build |
Built |
Built |
İnşa etmek |
20 |
Burn |
Burnt/Burned |
Burnt/Burned |
Yakmak |
21 |
Burst |
Burst |
Burst |
Patlamak |
22 |
Buy |
Bought |
Bought |
Satın almak |
23 |
Cast |
Cast |
Cast |
Atmak, fırlatmak |
24 |
Catch |
Caught |
Caught |
Yakalamak |
25 |
Choose |
Chose |
Chosen |
Seçmek |
26 |
Cleave |
Cleaved/Cleft |
Cleaved/Cleft |
Bölmek, kesmek |
27 |
Cling |
Clung |
Clung |
Yapışmak |
28 |
Come |
Came |
Come |
Gelmek |
29 |
Cost |
Cost |
Cost |
Mal olmak |
30 |
Creep |
Crept |
Crept |
Sürünmek, emeklemek |
31 |
Cut |
Cut |
Cut |
Kesmek |
32 |
Deal |
Dealt |
Dealt |
Dağıtmak, vermek |
33 |
Dig |
Dug |
Dug |
Kazmak |
34 |
Dive |
Dived/Dove |
Dived |
Dalmak |
35 |
Do |
Did |
Done |
Yapmak |
36 |
Draw |
Drew |
Drawn |
Çizmek |
37 |
Dream |
Dreamt/Dreamed |
Dreamt/Dreamed |
Rüya görmek |
38 |
Drink |
Drank |
Drunk |
İçmek |
39 |
Drive |
Drove |
Driven |
Sürmek |
40 |
Dwell |
Dwelt |
Dwelt |
İkamet etmek, oturmak |
41 |
Eat |
Ate |
Eaten |
Yemek |
42 |
Fall |
Fell |
Fallen |
Düşmek |
43 |
Feed |
Fed |
Fed |
Beslemek |
44 |
Feel |
Felt |
Felt |
Hissetmek |
45 |
Fight |
Fought |
Fought |
Savaşmak, kavga etmek |
46 |
Find |
Found |
Found |
Bulmak |
47 |
Fit |
Fit/Fitted |
Fit/Fitted |
Uydurmak, uyar hale getirmek |
48 |
Flee |
Fled |
Fled |
Kaçmak |
49 |
Fling |
Flung |
Flung |
Fırlatmak, atmak |
50 |
Fly |
Flew |
Flown |
Uçmak |
51 |
Forbid |
Forbade/Forbad |
Forbidden |
Müsaade etmemek |
52 |
Forecast |
Forecast/Forecasted |
Forecast/Forecasted |
Tahmin etmek |
53 |
Forget |
Forgot |
Forgotten |
Unutmak |
54 |
Forsake |
Forsook |
Forsaken |
Terketmek |
55 |
Freeze |
Froze |
Frozen |
Dondurmak |
56 |
Get |
Got |
Got/Gotten |
Almak, elde etmek |
57 |
Give |
Gave |
Given |
Vermek |
58 |
Go |
Went |
Gone/Been |
Gitmek |
59 |
Grind |
Ground |
Ground |
Öğütmek |
60 |
Grow |
Grew |
Grown |
Büyütmek |
61 |
Hang |
Hung/Hanged |
Hung/Hanged |
Asmak |
62 |
Have |
Had |
Had |
Sahip olmak |
63 |
Hear |
Heard |
Heard |
Duymak |
64 |
Hide |
Hid |
Hidden |
Saklamak |
65 |
Hit |
Hit |
Hit |
Vurmak |
66 |
Hold |
Held |
Held |
Tutmak |
67 |
Hurt |
Hurt |
Hurt |
İncitmek |
68 |
Keep |
Kept |
Kept |
Tutmak |
69 |
Kneel |
Knelt/Kneeled |
Knelt/Kneeled |
Diz çökmek |
70 |
Knit |
Knit/Knitted |
Knit/Knitted |
Örmek |
71 |
Know |
Knew |
Known |
Bilmek |
72 |
Lay |
Laid |
Laid |
Bırakmak, koymak |
73 |
Lead |
Led |
Led |
Yol göstermek |
74 |
Lean |
Leant/Leaned |
Leant/Leaned |
eğilmek, dayanmak |
75 |
Leap |
Leapt/Leaped |
Leapt/Leaped |
Zıplamak |
76 |
Learn |
Learnt/Learned |
Learnt/Learned |
Öğrenmek |
77 |
Leave |
Left |
Left |
Terketmek |
78 |
Lend |
Lent |
Lent |
Ödünç vermek |
79 |
Let |
Let |
Let |
İzin vermek |
80 |
Lie |
Lay |
Lain |
Uzanmak, yatmak |
81 |
Light |
Lit |
Lit |
Yakmak |
82 |
Lose |
Lost |
Lost |
Kaybetmek |
83 |
Make |
Made |
Made |
Yapmak |
84 |
Mean |
Meant |
Meant |
Kastetmek |
85 |
Meet |
Met |
Met |
Buluşmak |
86 |
Mow |
Mowed |
Mown |
Biçmek |
87 |
Outbid |
Outbid |
Outbid |
Fiyatı arttırmak |
88 |
Pay |
Paid |
Paid |
Ödemek |
89 |
Plead |
Pleaded/Pled |
Pleaded/Pled |
Dava açmak |
90 |
Prove |
Proved |
Proven/Proved |
Kanıtlamak |
91 |
Put |
Put |
Put |
Koymak |
92 |
Quit |
Quit |
Quit |
Bırakmak |
93 |
Read |
Read |
Read |
Okumak |
94 |
Rend |
Rent |
Rent |
Koparmak |
95 |
Rid |
Rid/Ridded |
Rid/Ridded |
Kurtarmak |
96 |
Ride |
Rode |
Ridden |
Binmek |
97 |
Ring |
Rang |
Rung |
Çalmak, Çınlatmak |
98 |
Rise |
Rose |
Risen |
Yukarı çıkmak, kalkmak |
99 |
Rive |
Rived |
Riven/Rived |
Koparmak |
100 |
Run |
Ran |
Run |
Koşmak |
101 |
Saw |
Sawed |
Sawn/Sawed |
Doğramak |
102 |
Say |
Said |
Said |
Söylemek |
103 |
See |
Saw |
Seen |
Görmek |
104 |
Seek |
Sought |
Sought |
Araştırmak |
105 |
Sell |
Sold |
Sold |
Satmak |
106 |
Send |
Sent |
Sent |
Göndermek |
107 |
Set |
Set |
Set |
Ayarlamak |
108 |
Sew |
Sewed |
Sewn/Sewed |
Dikmek |
109 |
Shake |
Shook |
Shaken |
Sallamak |
110 |
Shave |
Shaved |
Shaven/Shaved |
Traş olmak |
111 |
Shear |
Shore/Sheared |
Shorn/Sheared |
Makasla kesmek |
112 |
Shed |
Shed |
Shed |
Dökmek |
113 |
Shine |
Shone |
Shone |
Parlamak |
114 |
Shoot |
Shot |
Shot |
Vurmak |
115 |
Show |
Showed |
Shown |
Göstermek |
116 |
Shrink |
Shrank |
Shrunk |
Büzmek, daraltmak |
117 |
Shut |
Shut |
Shut |
Kapamak |
118 |
Sing |
Sang |
Sung |
Şarkı söylemek |
119 |
Sink |
Sank |
Sunk |
Batmak |
120 |
Sit |
Sat |
Sat |
Oturmak |
121 |
Slay |
Slew |
Slain |
Öldürmek, katletmek |
122 |
Sleep |
Slept |
Slept |
Uyumak |
123 |
Slide |
Slid |
Slid/Slidden |
Kaymak |
124 |
Sling |
Slung |
Slung |
Sapanla atmak |
125 |
Slink |
Slunk |
Slunk |
Sessizce yürümek |
126 |
Slit |
Slit |
Slit |
Uzunluğuna kesmek |
127 |
Smell |
Smelt/Smelled |
Smelt/Smelled |
Koklamak |
128 |
Sneak |
Sneaked/Snuck |
Sneaked/Snuck |
Sokulmak |
129 |
Sow |
Sowed |
Sown |
Tohum ekmek |
130 |
Speak |
Spoke |
Spoken |
Konuşmak |
131 |
Speed |
Sped/Speeded |
Sped/Speeded |
Hızla gitmek |
132 |
Spell |
Spelt/Spelled |
Spelt/Spelled |
Hecelemek |
133 |
Spend |
Spent |
Spent |
Harcamak |
134 |
Spill |
Spilt/Spilled |
Spilt/Spilled |
Dökmek |
135 |
Spin |
Span/Spun |
Spun |
Bükmek |
136 |
Spit |
Spat/Spit |
Spat/Spit |
Tükürmek |
137 |
Split |
Split |
Split |
Bölmek |
138 |
Spoil |
Spoilt/Spoiled |
Spoilt/Spoiled |
Bozmak |
139 |
Spread |
Spread |
Spread |
Yaymak |
140 |
Spring |
Sprang |
Sprung |
Sıçramak, çıkmak |
141 |
Stand |
Stood |
Stood |
Ayakta durmak |
142 |
Steal |
Stole |
Stolen |
Çalmak |
143 |
Stick |
Stuck |
Stuck |
Saplamak |
144 |
Sting |
Stung |
Stung |
ısırmak, sokmak |
145 |
Stink |
Stank |
Stunk |
Pis kokmak |
146 |
Stride |
Strode/Strided |
Stridden |
Uzun adımlarla yürümek |
147 |
Strike |
Struck |
Struck/Stricken |
vurmak |
148 |
String |
Strung |
Strung |
İpliğe dizmek |
149 |
Strip |
Stript/Stripped |
Stript/Stripped |
Soymak |
150 |
Strive |
Strove |
Striven |
Uğraşmak |
151 |
Swear |
Swore |
Sworn |
Yemin etmek, küfretmek |
152 |
Sweat |
Sweat/Sweated |
Sweat/Sweated |
Terlemek |
153 |
Sweep |
Swept/Sweeped |
Swept/Sweeped |
Süpürmek |
154 |
Swell |
Swelled |
Swollen |
Şişmek |
155 |
Swim |
Swam |
Swum |
Yüzmek |
156 |
Swing |
Swung |
Swung |
Sallamak |
157 |
Take |
Took |
Taken |
Almak |
158 |
Teach |
Taught |
Taught |
Öğretmek |
159 |
Tear |
Tore |
Torn |
Yırtmak |
160 |
Tell |
Told |
Told |
Söylemek |
161 |
Think |
Thought |
Thought |
Düşünmek |
162 |
Thrive |
Throve/Thrived |
Thriven/Thrived |
Gelişmek |
163 |
Throw |
Threw |
Thrown |
atmak, fırlatmak |
164 |
Trust |
Trust |
Trust |
Güvenmek |
165 |
Tread |
Trod |
Trodden |
Basmak |
166 |
Vex |
Vext/Vexed |
Vext/Vexed |
Canını sıkmak |
167 |
Wake |
Woke |
Woken |
Uyanmak |
168 |
Wear |
Wore |
Worn |
Giymek |
169 |
Weave |
Wove |
Woven |
Dokumak |
170 |
Wed |
Wed/Wedded |
Wed/Wedded |
Evlenmek |
171 |
Weep |
Wept |
Wept |
Ağlamak |
172 |
Wend |
Wended/Went |
Wended/Went |
gitmek |
173 |
Wet |
Wet/Wetted |
Wet/Wetted |
Islatmak |
174 |
Win |
Won |
Won |
Kazanmak |
175 |
Wind |
Wound |
Wound |
Soluğunu kesmek |
176 |
Wring |
Wrung |
Wrung |
Burmak |
177 |
Write |
Wrote |
Written |
Yazmak |
Bu dersimizde İngilizce düzensiz fiiller listesine yer verdik değerli arkadaşlar, ingilizce’de en çok kullanılan düzensiz fiiller bunlardır.